Güveni kötüye kullanma suçunun hukuki konusunu “başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan mal” oluşturmaktadır. Burada failin kendisine devredilmiş malı amacı dışında kullanması veya bu devir olgusunu inkar etmesi söz konusudur. Suçun faili kendisine zilyetliğin devredildiği kişidir.

Güveni kötüye kullanma suçu ile hem mülkiyet hakkı, hem zilyetlik hem de kişilerin sözleşmeleri nedeniyle birbirlerine karşı duydukları güven olgusu korunmaktadır.

Verilen malda amacı dışında tasarrufta bulunmak çeşitli şekillerde meydana gelebilir. Malı tüketme, başkasına rehnetme, başka bir mala dönüştürme, harcama buna örnek verilebilir.

Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için ortaya maddi bir hasarın çıkması şart değildir.

Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Şartları

Güveni kötüye kullanma suçunun oluşması için bazı şartlar aranır.

  • Kişiler arasında sözleşmesel bir ilişki bulunmalıdır. Bu sözleşmenin türü bir önem taşımaz.
  • Malın sahibinin elindeki malın zilyetliğini devretmede rızası bulunmalıdır. Aksi halde oluşacak suç farklıdır.
  • Malın sahibi zilyetliği devrettiği kişinin malı belirli bir şekilde kullanması ya da muhafaza etmesi amacıyla devretmiş olması gerekir.
  • Zilyetliği devralan kişi malı amacı dışında kullanmalı(tüketme, başkasına rehnetme) ya da malın kendisine devredilmiş olduğunu inkar etmelidir.

Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Cezası

Güveni kötüye kullanma suçu Türk Ceza Kanunu’nun 155. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre:

  • Başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.

Ayrıca ikinci fırkaya göre:

  • Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.